ADÜ-GENÇ Konferansları ile Farkındalık Yaratıyor

ADÜ Gençlik Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (ADÜ-GENÇ) öğrencilere yönelik olarak düzenlenen konferanslar ile farkındalık yaratılıyor.

ADÜ Gençlik Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (ADÜ-GENÇ) öğrencilere yönelik olarak düzenlenen konferanslar ile farkındalık yaratılıyor. ‘Fark Et, Düşün, Hisset, Yaşa’ konulu konferans, 10 Ocak 2020 tarihinde Atatürk Kongre Merkezi Miletos Salonu’nda, gerçekleşti. Türkiye' nin önde gelen bilişsel davranışçı terapistlerinden Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Hakan Türkçapar gerçekleştirdiği konferansta, tecrübeleri ve akademik birikimini bir araya getirerek, ‘Kendi Kendine Yardım’ niteliğinde klinik rahatsızlık düzeyinde olmayan, kimi sorunları kişinin kendi aşmasına yardımcı olacak, insan psikolojisine dair bilgileri, yaşamdaki karşılıklarıyla birlikte anlaşılır ve akıcı bir şekilde aktardı. İyi yaşamın ancak bireyin istek ve ideallerine uygun şekilde hareket etmesiyle mümkün olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Türkçapar, duygu ve düşüncelerimizin asıl anlamlarını belirterek, yaşamımızda karşılaştığımız ruhsal problemleri aşmamıza yardımcı olacak bir yol haritası çıkardı. Prof. Dr. M. Hakan Türkçapar; duygu, düşünce, davranış, çevre, olaylar, fizyolojik beden üzerinde etkili olanları anlatarak, yapılması gerekenler ve yapılmaması gerekenleri araştırma sonuçlarıyla destekleyerek açıkladı. İntihara Meyilli Öğrenciler İçin Ne Yapabiliriz? ‘İntihara Meyilli Öğrenciler İçin Ne Yapabiliriz’ konulu konferans, 13 Ocak 2020 tarihinde Atatürk Kongre Merkezi Miletos Salonu’nda gerçekleşti. Koç Üniversitesi, İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Eskin gerçekleştirdiği konferansta, intihar davranışlarına açıklık getirerek, intihar düşünceleri, intihar planları, intihar girişimleri, intihar ölümleri üzerine açıklayıcı bilgiler verdi. İnsanların intihar etme nedenlerinin, psikolojik rahatsızlıklar olduğunu belirten Prof. Dr. Eskin bu psikolojik durumları başlarına gelen kötü olaylar, farklı olma, dışlanma, maddi yetersizlikler, ilişki sorunları, haksızlığa uğrama, akademik başarısızlık, yardım isteyememe, sevgisizlik, ilgisizlik, yalnızlık, hoşgörüsüzlük, alkol ve madde kötüye kullanımı olarak aktardı. İntihara meyilli öğrenciyi tanımamıza yardımcı olacak açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Eskin “İntihar meylinin olup olmadığını anlayabileceğimiz dört özellik var. Bu özellikler; durumsal stresli veya travmatik olaylar, depresif duygulanım, duygularda (ani) değişim, odaklanma sorunu, içe kapanma, kolay ajite olma, ağlama, üzgün görünme, değersizlik duyguları, madde kötüye kullanımı, sözel sinyaller doğrudan veya dolaylı, sözel veya yazılı olarak (örneğin sınav veya ödev kağıtlarına yazarak), davranışlar, kişisel eşyalarını başkalarına verme, intihar notu yazma, intihar için malzeme edinme, üyesi olduğu yerlerden aniden ayrılma.” dedi ve çoğu insanın bazı zamanlarda kendini üzgün, sinirli ve kederli hissetmesinin normal olduğunu fakat bunların uzun bir süre devam etmesi durumunun sorun veya sıkıntının var olduğunun belirtisi olduğunu aktardı. İntihara yönelik net uyarı sinyallerinin olması durumunda ise; sakin olunarak, kampüste isek güvenliğe haber verilmesini, kampüste değilsek polisin aranması gerektiğini ve bu durumdan bölüm başkanının haberdar edilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Eskin yapılması ve yapılmaması gerekenleri ayrıntılı olarak dinleyicilere aktardı. Neler yapılması ve neler yapılmaması gerektiği konularına değinen Prof. Dr. Mehmet Eskin, öğrencinin duygularının ciddiye alındığının gösterilmesini, amacımızın gerçekten yardım etmek olduğunun anlatılmasını, dikkatlice dinlenilmesini ve empati yapılmasını, yardımla iyi olacağı belirtilerek moral verilmesini, yardım gelene kadar veya tehlike geçene kadar öğrencinin yanında kalınması gerektiğini ifade etti. Eskin yapılmaması gerekenlerin ise; “Öğrenciyle konu hakkında tartışmaya girilmemeli, intihar etme konusundaki öğrencinin nedenleri anlamaya çalışılmalı, tartışmaya girmek, öğrencinin düşünce ve duygularını hafife alan tepkiler vermek, öğrencinin üzüntüsünü azımsamak olacaktır.” sözleriyle aktardı.